Resmin Clerks havası estirdiği doğru fakat içeriğe inince aslın öyle olmadığını görüyoruz sevgili dostlarım. Ben bunu pek uzun olmayan amma velakin kayıp olarak nitelendirdiğim bir yoldan öğrendim.
Komedi krizimin tuttuğu bir dönemde araştırmalarım beni Black Books'un olduğu sokağa çıkardı. Hakkında gerçekten iyi yorumlar okudum, üstüne bir de Coupling referansı eklenince "He işte, tamamdır!" dedim. Sonraları(şimdi) teminatım olacak, hepi topu altışar bölümden oluşan üç sezon da oldukça cazip gelmişti açıkçası. Yani kaybedecek pek fazla şey yoktu.
Ne İngiliz dizilerine karşı önyargılı biri, ne de bu diziye karşı yüksek beklentiler içinde olmadığım halde istediğimi bulamadım. Hatta bir ara bırakmayı bile düşündüm, fakat sadece 18 bölümden oluşması bu düşünceme ket vurdu. Gerçi her sezon bir öncekine oranla daha iyiydi, ama yine de o tepe aşılamadı.
Fiziksel komedi(slapstick) sevenler içinse oldukça uygun düşen bir yapım olduğunun altını çizeyim son olarak. Fiziksel komedinin, komedinin kreması olması gerekliliğini savunan bendeniz ise, tek tük güldürüp eğlendirse de zorlama espri anlayışına sahip, zamanın gerisinde bir yapım olarak göreceğim Black Books'u.
yine benden önce izledi, yine yorumunu yazdı, yine dolup taştı... seviyemin artması dileğiyle!
YanıtlaSil