14 Aralık 2011 Çarşamba

Please, Please, Please...




Hayatımızda her zaman olacak şarkıların; farklı sesler, farklı altyapılarla tekrar karşımıza çıkması çoğunlukla beni mutlu eder. Cover şarkılar  da albümler de şarkıların sahibini ve sevenlerini pişman etmediği sürece koruyup, kollanmalıdır. İşte korunmaya ihtiyaç duymayan albümlerden biri dün çıktı. Dinlerken zorluk çekmedim Morrissey, The Smiths'e gönlünü kaptıran biri olarak. Please, Please, Please: A Tribute to the Smiths albümünde The Smiths'in sınırlanamayacağı ama albüme sığmak zorunda kalan 20 şarkısı bulunuyor. Şarkıları seslendirenler arasında Sixpence None the Richer, Cinerama, The Wedding Present... ve tanımadığım daha yakından tanıyacağım birçok isim var: The Rest, Kitten, Chikita Violenta... Albümde yer alan şarkılar;


Panic - Kitten
Stop Me If You Think You've Heard This One Before - The Rest
What Difference Does It Make? - Joy Zipper
Shoplifters of the World Unite - Tanya Donelly w/Dylan in the Movies
Please Please Please Let Me Get What I Want - William Fitzsimmons
I Won't Share You - Sixpence None the Richer
Well I Wonder - Sara Lov
Half a Person - Greg Laswell
Last Night I Dreamt That Somebody Loved Me - Dala
Some Girls Are Bigger Than Others - Chikita Violenta



Albüm kapağı da diğer The Smiths albümlerinden aşina olabileceğimiz bir şekilde. Kapakta yine bir insan var. Zamanında The Smiths'in Hand in Glove parçasını söyleyen Morrissey tarafından da sevilen, pop şarkıcısı Sandie Shaw. Kapaktaki  fotoğrafın sonbaharı, fotoğraf çektirmeyi sevmeyen bünyelerde bile yaprakların üstüne uzanma isteği uyandırdığı aşikar. Bence tam Smiths şarkılarına ve albüme yakışır bir kapak olmuş.

Eee o zaman, let me get what i want!

12 Aralık 2011 Pazartesi

Randevudan Randevuya Koşmak




Yaşasın festivaller, oley festivaller, ne güzel şeysiniz festivaller... Yılın son film festivali olma özelliği de olan Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali ile ilk kez geçen sene Blue Valentine'la tanışmıştım. Eksikleri olsa da, bir İstanbul Film Festivali havasında geçmese de; bence ilgiyi hak eden dünya sinemasından örnekler görebileceğimiz, Hollywood sinemasını da unutmayan, öğrenci dostu bir festival kendisi. Yine film gösterimleri CineMajestic, Maçka G-Mall sinemalarında ve Fransız Kültür Merkezinde olmakta. Filmlere gelirsem; daha çok İsrail yapımı filmler çoğunlukta gibi. Bunun dışında Amerika, Japonya, İngiltere, Şili, İsviçre ... gibi ülkelere de gidiyoruz. Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Ömer Lütfi Akad'ın Gelin/Düğün/Diyet filmleri de 3'leme niyetine ücretsiz olarak Fransız Kültür Merkezi'nde izlenebilir. 16-22 aralık tarihleri arasında gerçekleşecek seanstan seansa koşacağımız bu güzel, doyurucu olmasını umduğum festivalin, en azından farklı dünyalara giriş yapmanın zevkine ev sahipliği yapmasını istiyorum. 

Çoğunluğuna arkadaşımla gideceğim filmlerden seçmeler:



6 Aralık 2011 Salı

Tarafsız Bölge

Işık hüzmesi, nedir ki; kolayca görmezden gelinilebilir. Hatta farkına bile varmazsınız. Ancak karanlığı yaşamış ve yaşamakta onun gerçek değerini anlayabilir.


İnsanoğlunun kendi kuyusunu kazarak içine düştüğü savaştan daha karanlık bir yer gelmiyor aklıma. Gerisi birçok duyguyu bir anda uyandırabilme kudretine sahip olan bu ortamdan beslenmeye kalıyor. İşte bir aktarım sanatı olan sinema burada devreye girerek bizi bu tecrübeden mahrum bırakmıyor ve endüstri, içinde kendi türünü yaratıyor.

Savaş filmleri genel olarak büyük prodüksiyonlara ihtiyaç duyulan bir tür olarak görülse de, türün içinde çok daha mütevazı ve minimalist yaklaşımlar yakalamak mümkün. Joyeux NoelNo Man's LandWelcome to Dongmakgol ve JSA kaos ortamında düşülen insanlık dramına farklı yerlerden yaklaşan; türünde savaş, özünde insanlık filmleri.