23 Eylül 2011 Cuma

Sinema..Sinema..Sinema...

...benim kültür-sanatla olan tek doğrusal bağım. Kitap okumayı denedim ama fazlasıyla tembel (üşengeç) olduğum için ayda-yılda bir kitabın kapağını anca açabiliyorum. Bu da bilgiye aç bir kova olarak dişimin kovuğuna anca yetiyor. Hal böyle olunca, o bağı koparmamak adına sinemaya dört elle sarıldım. Bunu buraya niye yazıyorum diye sorarsanız, cevabımın ne olduğunu; asma-kat'taki yazılarımın çoğunluğunu sinema özellikle de dünya sineması başlığı altında (örneklerle) görünce anlayacaksanız. Tabi diğer konulara da değineceğim ama önceliğim Hollywood harici sinema.

Hollywood'a herhangi bi kastım olmamasına rağmen izleyeceğim filmlerin genelde kıyıda-köşede kalmış, keşfedilmemiş ya da az keşfedilmiş olması hususunda hassasiyet gösteriyorum. Bu menajerlik oyununda uzak kıtalardan birinde genç yetenek keşfetmek kadar heyecan verici bir durum benim için. Bir de film iyi çıkarsa heyecanın doğurduğu bu zevk katbekat artıyor. İşte o zaman değmeyin keyfime!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder