17 Ekim 2011 Pazartesi

İntikam

...kesinlikle Uzakdoğu sineması deyince akla gelen ilk tür oldu, daha doğrusu bir alttür. Özellikle Oldboy'un patlamasından sonra bütün gözler bu tarafa çevrildi ve sektör, talebi karşılamak adına peşi sıra yapımlarla harekete geçti. Kokuhaku (Confessions) da bu türün ortaya çıkan en orijinal örneklerinden...




Soğuk, gri, metalik aslına bakarsanız buz gibi bir film. Çekilen, çektirilen acı dışında hiçbir duyguya yer yok. Kokuhaku'da, bu türde alışılageldiğinin aksine kaçan yok, kovalayan yok; özgünlüğü de buradan ileri gelmekte zaten. Filmi bir hikaye gibi ele alırsam, özellikle çok etkileyici bulduğum yarım saatlik giriş bölümünü bir başyapıtın habercisi olarak değerlendirmem gerekir. (Bu kısımdaki Battle Royale göndermesine de dikkat!) Keza sonuç bölümü de vurucu yönüyle giriş kısmına kafa tutar nitelikte. Gelişme bölümü ise; olayın diğer kahramanların gözünden yansıtılması ve hikayenin detaylarının tam yerine oturtulması uğruna oldukça dağıtılmış. Bu da filmi olması gerektiği yerden daha aşağıya çekmiş.

Sonuç olarak orijinallik konusunda pek sıkıntı çekiyora benzemeyen Uzakdoğu'dan çıta yükselten bir hamle daha olarak görmek gerek filmi.  Okyanusun öbür tarafında intikamını aldıktan sonra köşesine çekilmek bir yana üzerine üniforma geçirip, kendi adaletlerini kendileri sağlayan gerçeküstü hayatlar olmaya devam ettikçe, Uzakdoğu daha bu işten çok ekmek yer. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder